AA muhabiri, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in dün BM Güvenlik Kurulu üyelerine iletilen ve 13 Haziran 2024-11 Aralık 2024 periyodunu kapsayan “İyi Niyet Misyonu” ve “BM Kıbrıs Barış Gücü (UNFICYP)” raporlarına ulaştı.
İyi Niyet Misyonu Raporu’nda BM Genel Sekreteri Kıbrıs Şahsi Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın vazife mühletinin 2024 temmuz ayında sonlandığı da resmi olarak kayda geçti.
Raporda, “Holguin’in tüm gayretlerine rağmen” taraflar ortasında Kıbrıs sorununun tahliline ait “ortak zemin” bulunamadığına dikkat çekildi.
İki başkanın 15 Ekim’de BM Genel Sekreteri’yle birlikte gayrıresmi akşam yemeği formatında bir ortaya geldiği anımsatılan raporda, başkanlara Ada’da yeni geçiş kapıları açılması konusunda muahedeye varmaları daveti yapıldı.
Raporda, Holguin’in de tespit ettiği üzere taraflar ortasında “ortak zemin” bulunmaması nedeniyle garantör ülkelerin de iştirakiyle daha “geniş formatta” gayrıresmi bir toplantı yapılmasının kararlaştırıldığı anımsatıldı.
BM Genel Sekreteri Guterres, raporda, “Bu noktada, garantör ülkelerin de iştirakiyle düzenlenecek geniş formattaki gayrıresmi toplantıda ileriye dönük sürece ‘eleştirel bir gözle’ yaklaşılması kıymet taşıyor.” sözünü kullandı.
Raporda, Guterres taraflara ileriye dönük sürece “ciddiyetle” yaklaşmaları davetinde bulunurken, Kıbrıs sıkıntısına hala “karşılıklı olarak kabul edilebilir” bir tahlil bulunmasının mümkün olduğuna işaret etti.
BM Genel Sekreteri Guterres, raporda federal tahlil modeline direkt atıfta bulunmayarak, “karşılıklı kabul edilebilir” bir tahlile ulaşılması için sürece “eleştirel bir gözle” bakılması gerektiğini kaydetti.
GKRY SIĞINMACILARI GERİ İTMELERİ DEVAM EDİYOR
BM Kıbrıs Barış Gücü (UNFICYP) Raporu’nda ise orta bölgede iki tarafın da ihlallerinin sürdüğüne lakin tarafların diyaloğa daha açık bir tavır da sergilemeye başladığına işaret edildi.
Raporda, birtakım Rum çiftçilerin son periyotta UNFICYP’in ikazlarına karşın orta bölgenin kuzey ateşkes sınırına yakın kısmındaki faaliyetlerine de dikkat çekilerek, bunun gerginliği arttırdığı söz edildi.
Raporda, Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin (GKRY) sığınmacıları hem “Yeşil Hat” üzerinden hem de denizden geri itme uygulamalarının sürdüğü kaydedildi.
Bu uygulama sonucu ortalarında 35 çocuğun da bulunduğu 142 kişinin orta bölgede mahsur kaldığı aktarılan raporda, sorunun 14 Kasım’da çözüldüğü lakin GKRY’nin sığınmacılara ait “geri göndermeme ilkesini” ihlalini sürdürdüğünün altı çizildi.
GKRY POLİSİNE BAĞLI ÜNİTENİN FAALİYETLERİNİN SORUŞTURULMASI TALEP EDİLDİ
Raporda, GKRY polisine bağlı “Yabancılar ve Göçmenler Birimi”nin ihlallerinin devam ettiği, kelam konusu ünitenin raporlama sürecinde orta bölgede 137 ihlal gerçekleştirdiği bildirildi.
Yabancılar ve Göçmen Ünitesi’nin disiplinsiz davranışlarının ve UNFICYP barış gücü çalışanına karşı da “agresif” hareketlerinin aktarıldığı raporda, BM Genel Sekreteri Guterres, GKRY idaresince kelam konusu ünitenin faaliyetlerinin soruşturulmasını talep etti.
Raporda, Guterres, barış gücünün güvenliğinin büyük değer taşıdığının altını çizerek, başka raporlarda olduğu üzere UNFICYP’in vazife mühletinin uzatılmasını tavsiye etti.
İKİ ÖNDER NEW YORK’TA BİR ORTAYA GELMİŞTİ
BM Genel Sekreteri Guterres’in konut sahipliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum önder Nikos Hristodulidis 15 Ekim 2024’te New York’ta gayrıresmi yemekte bir ortaya gelmişti.
Tatar, Rum tarafıyla resmi görüşmelerin fakat Kıbrıs Türk tarafının hükümran eşitliğinin ve eşit milletlerarası statüsünün teyidiyle mümkün olabileceğini yinelemişti.
TATAR BİREBİR ANLAYIŞLA MÜZAKERENİN MANA TAŞIMADIĞINI SÖYLEMİŞTİ
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, yemekte BM Genel Sekreteri Guterres ve GKRY lideri Hristodulidis’e, 50 yıldan beri duran BM Güvenlik Kurulu kararlarına bağlı kalmak ve bu kararlar doğrultusunda bir tahlil bulma istikametindeki ısrarın gerçeklerden uzak olduğunu ilettiğini belirtmişti.
Son 50 yıldır sürdürülen federasyon temelli müzakerelerin sonuç vermediğini ve en son 2017’de İsviçre’nin Crans Montana kasabasında Rumların masadan kalkmasıyla sürecin çöktüğünü hatırlatan Tatar, birebir anlayışla tekrar müzakere yapmanın hiçbir mana taşımadığını muhataplarına söylediğini aktarmıştı.