Sosyal medya platformu Instagram’da yayınlanan ve kısa müddette viral hale gelen manzaralarda, Tayvan açıklarında dalış yapan dalgıçların ‘yaklaşan sarsıntıların bir alameti olduğu’ öne sürülen devasa kürek balığı ile adeta suyun altında dans ettiği görülüyor.
2 METRE UZUNLUĞUNDA! BEDENİNDEKİ DELİKLER MERAK KONUSU OLDU
Ruifang kıyısı yakınında çekilen imajlar izleyenler için büyüleyici olsa da 2 metre uzunluğundaki kürek balığı için çok da düzgüne alamet değil.
Dalış eğitmeni Wang Cheng-Ru meslek hayatında karşılaştığı birinci deniz canavarı için “Ölüyor olmalı, bu yüzden daha sığ sulara yüzdü” açıklamasında bulundu.
Devasa balığın bedenindeki gizemli delikler merak konusu olurken, uzmanlar bu deliklerin küçük köpek balıklarının işi olabileceğini belirtti.
YILLARDIR DENİZ CANAVARI MASALLARINA İLHAM KAYNAĞI OLDU
Kürek balıkları Regalecidae familyasını oluşturan kemikli balık çeşitlerinin en büyüğüdür. Toplumsal medyada ilgi çeken 2 metre uzunluğundaki balığın bilakis uzunlukları 6 ila 7 metre ortasında değişmektedir.
Eski vakitlerden bu yana deniz canavarı masallarının da ilham kaynağı olan balıklar ağ ve oltaya asla yakalanmasa da karaya vurmuş en uzun örneği 11 metre uzunluğunda ve 272 kg. ağırlığındadır.
“DEPREM HABERCİSİ’ OLDUĞUNA İNANILIYOR
Ancak gizemli balığı bu kadar dikkat cazibeli kılan devasa boyutları değil çok eski bir Japon mitolojisi.
Yerel halk okyanus yüzeyinin 200 ila 3.200 fit altında yaşayan bu sakinlerin su yüzeyine çıkmasının ‘bir zelzele habercisi’ olduğuna inanıyor.
İnanışa nazaran kürek balıkları sarsıntı olacağı vakit bunu evvelce hissedip kendilerini şuurlu olarak karaya oturtuyor.
Söz konusu inanış 2011 Fukuşima sarsıntısı öncesi düzinelerce balığın karaya vurması ile arttı.
UZMANLAR AÇIKLAMA YAPTI
‘Deprem habercisi’ devasa balık toplumsal medyada büyük ilgi görmesine karşın birebir vakitte endişeye da neden oldu.
Uzmanlar ZELZELE söylentileri sonrası yaptıkları açıklamada teorinin aslında hiç bir temeli olmadığını öne sürdüler.
Kagoshima Üniversitesi’nden profesör Hiroyuki Motomura, “Bağlantının bilimsel bir ispatı yok, bu yüzden insanların endişelenmesine gerek olduğunu düşünmüyorum” dedi ve ekledi;
“Bu balıkların fizikî durumları makûs olduğunda yüzeye çıkma eğiliminde olduğuna inanıyorum.Bu nedenle birçok vakit ‘ölü olarak’ bulunuyorlar”